Afetler ve iklim krizine karşı dirençli kentler oluşturmak salt bir dizi pratik önlem, teknik yaklaşım gerektiren sorun olmayıp büyük ölçüde siyasal bir sorundur. Tarihin her döneminde deprem, sel, heyelan, kuraklık gibi doğal afetler yaşansa da bu doğa olayları hiçbir dönemde bu denli yıkıcı olmamıştır. Afetlerin bir arada, aynı anda yaşanması durumu hem kapitalizmin plansızlığı/vahşiliği hem de iklim krizinin etkisiyle gerçekleşmektedir. Kapitalizmin afetler üzerinde, “büyüteç” etkisi yaratmaktadır. Kapitalizm, iklim krizi olarak nitelendirilen aslında bir bakıma, en büyük afetin de sorumlusudur. İklim değişimi yerkürede milyonlarca yıldır görülen ve kayıtları kayaçlarda, buzullarda tutulan bir fenomen iken yerküre tarihinde ilk kez insan etkisi ile iklim değişikliği gerçekleştiği konusunda bilim dünyası hemfikir olmuştur. İklim Krizi ile ilgili tartışmalarda Holosen olarak adlandırılan jeolojik çağdan Antroposene geçildiği savı öne sürülmüştür. Daha sonra bu çağın kapitalosen olarak adlandırılması gerektiği tartışmaları devam ederken, şimdi de mikro plastik kirliliğinden dolayı, plastik kirliliği çağından söz edilmektedir. İklim krizinde asıl büyük etkinin sanayi devrimi ile başladığı bilindiği ve kabul edildiğinden hareketle, üretim ve paylaşım biçimi olarak kapitalizmin iklim krizinin asıl sorumlusu kapitalizmdir. Paris Antlaşması, Kyoto Protokolü gibi uluslararası mekanizmalar iklim krizini ötelemeye çalışmaktadır. Emperyalist-kapitalist blok baskısına direnmek ve kalkınmak gibi saiklerle de olsa sosyalist ülkelerin geçmişte ve günümüzde iklim krizine etkisi olduğu da bir gerçektir.
Nüfusun önemli bir kısmının kentlerde yaşadığı çağımızda, kentlerin afetlere ve iklim krizine karşı dirençli hale getirilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Dirençli Kentler yaratmak kapitalizmi yeniden üretecek teknoloji ve yöntemlerden mümkün olduğunca uzak bir şekilde yapılmalıdır. Yapıların zemin koşulları uygun olmayan yerlerde yüksek maliyetlerle yapılması yerine; yer seçiminde ve yapı malzemesi seçiminde jeoloji biliminin olanakları kullanılarak daha az karbon ayak izi oluşturan bir konut-yapı politikası tercih edilmeli, planlama ve mimari açısından geleneksel bilgiden yararlanıp, kamucu bir anlayışla düzenlenmelidir. Yerel kaynaklara dayanan, doğaya uyumlu tercihler kentlerin afetlerden etkilenmesini en aza indirgeyecektir.
Dirençli kentler yaratmanın önemli adımlarından biri de kriz yönetimidir. Yaşanılan afetler yerel yönetimlerin, derneklerin tüm örgütlenmelerin kendi afet planlarını yapması gerektiğini göstermiştir. Afetlerden en çok etkilenen yoksul mahalleler, afet sonrası da yardımlardan en az yararlanan kesim olmaktadır. Faşizm için de bir tehdit olduğu kadar olanak haline gelen afetler, faşizmin otoritesini pekiştirmek için birer araç haline dönüşebilmektedir. Depremden sonra yeniden inşa gerekçesiyle yapılan uygulamalar, sermaye için büyüyebileceği bir alan sağlarken, muhalif grupları da bastırmak için kullanılmaktadır.
Afetlere ve iklim krizine karşı dirençli kentler yaratmak, doğaya uyumlu, adaletli, eşit ve toplumcu bir bakış açısıyla tasarlanan bilim ve mühendislik anlayışıyla, katılımcı ve demokratik bir şekilde gerçekleşmelidir.

Anahtar Sözcükler: Kent, Afet, İklim Krizi, Dirençli Kentler, Kapitalizm, Antroposen
Çalışmanın ana temayla ilişkisi (tema dışı ise önemi): Kapitalizmin bir aşaması olarak faşizmin afetler ve iklim kriziyle ilişkisi
Çalışmanın temel savı: Deprem gibi doğal fenomenler, kapitalizm ile büyük afetlere dönüşürken, afetler kapitalizmin ve faşizmin iktidarını güçlendirdiği, tahkim ettiği araçlara dönüşmektedir. Özellikle iklim krizi, kapitalizmin kendini ideolojik olarak ve üretim teknolojisi açısından yeniden tahkim etmesinin aracı olmuştur.
Çalışmanın alanındaki tartışmalara katkısı: Dirençli kentler oluşturmanın yöntemlerine dair önerilerde bulunmak.
Temel Kaynakça
Bjornerud, M. (2020). Yeryüzünün Zamanı, Metis Yayınları.
Angus, I. (2020). Marx-21 Yayınları.
Dickson D. (1992). Alternatif Teknoloji.
Atıf
Bu metin, ismini vermek istemeyen bir okuyucumuz tarafından gönderilmiştir. Bazı hâkları saklıdır.
Yazarın izniyle metne mavi bilya görüntüsü ve Sendai Çerçevesi‘nin videosu eklenmiştir.