Avrupa, 2024’te Dünyanın En Hızlı Isınan Kıtası Oldu

Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S) ile Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Avrupa İkliminin Durumu üzerine ikinci ortak yıllık raporlarını yayımladı.

Avrupa, 2024’te dünyanın en hızlı ısınan kıta oldu. Avrupa’da iklim değişikliğinin etkileri açıkça görülmektedir. 2024 yılı Avrupa için kayıtlara geçen en sıcak yıl olmuştur; özellikle kıtanın orta, doğu ve güneydoğu bölgelerinde sıcaklık rekorları kırılmıştır.

Fırtınalar sıklıkla şiddetli geçmiş, sel olayları ise yaygın olarak görülmüştür; en az 335 kişi hayatını kaybetmiş, yaklaşık 413.000 kişi etkilenmiştir. Yıl boyunca, doğu ve batı bölgelerindeki iklim koşulları arasında belirgin bir fark yaşanmıştır. Doğuda hava son derece kurak ve sık sık rekor sıcaklıklar görülürken, batıda ise sıcak ama yağışlı bir hava hâkim olmuştur.

Temel Bilgiler

  • Sıcaklık: Avrupa için 2024 kayıtları en sıcak yıl oldu; kıtanın neredeyse yarısında yıllık sıcaklık rekorları kırıldı.
  • Deniz Yüzey Sıcaklığı (SST): Yıl boyunca Avrupa bölgesi için yıllık ortalama SST, kaydedilen en yüksek seviyeye ulaştı – ortalamanın 0,7°C üzerinde; Akdeniz’de ise 1,2°C üzerindeydi.
  • Yağış: Yağış miktarlarında belirgin bir doğu-batı farkı vardı. Batı Avrupa’da, 1950’den bu yana analiz edilen dönemdeki en yağışlı on yıldan birini yaşadı.
  • Sel: 2013’ten bu yana en yaygın sel olayları yaşandı. Nehir ağlarının yaklaşık üçte biri, en az “yüksek sel” eşik değerini aştı. Fırtına ve seller yaklaşık 413.000 kişiyi etkilerken, en az 335 kişi hayatını kaybetti.
  • Isıma Stresi: “Güçlü”, “çok güçlü” ve “aşırı ısı stresi” yaşanan günlerin sayısı, kayıtların en yüksek ikinci düzeyine ulaştı. Avrupa’nın %60’ında ortalamanın üzerinde ısı stresi görüldü.
  • Yenilenebilir Enerji: Avrupa’da elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payı %45 ile rekor kırdı.
  • Aşırı Soğuklar: Avrupa karasının yaklaşık %69’u, yılda 90 günden az donlu gün yaşadı (önceki ortalama %50’ydi), bu da şimdiye kadar kaydedilen en geniş alan oldu.
  • Soğuma Stresi: “Güçlü soğuk stresi” yaşanan gün sayısı, kayıtlardaki en düşük seviyeye indi.
  • Buzullar: Avrupa’daki tüm bölgelerde buzullar eridi; İskandinavya ve Svalbard’daki buzullar, şimdiye kadarki en yüksek kütle kaybını yaşadı.
  • Orman Yangınları: Eylül ayında Portekiz’de bir haftada yaklaşık 110.000 hektar (1100 km²) alan yandı; bu Avrupa’nın yıllık toplam yanan alanının yaklaşık dörtte birini oluşturdu. Avrupa’da yaklaşık 42.000 kişi orman yangınlarından etkilendi.

15 Nisan 2025’te yayımlanan Avrupa İkliminin Durumu 2024 (ESOTC 2024) raporu, yaklaşık 100 bilim insanının katkısıyla hazırlanmış olup, Avrupa’nın iklimine dair kapsamlı ancak özlü bilgiler sunmaktadır. Raporda ayrıca, 130 grafik ve bilgi görselinden oluşan yepyeni bir görsel galeri de yer almaktadır.

C3S, Avrupa Komisyonu adına Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) tarafından yürütülmektedir. 2018’den bu yana hizmet kapsamında her yıl bir önceki yıla ait Avrupa iklimine dair ayrıntılı analizler içeren ESOTC raporu yayımlanmaktadır. Bu rapor, yalnızca yıllık sıcaklıklarla sınırlı kalmayıp; ısınma ve soğuma stresi, güneşlenme süresi, bulutluluk, orman yangınları, buzullar durumu ve çok daha fazlasını kapsayan geniş bir yelpazede iklim değişkenlerini incelemektedir.

Florence Rabier, ECMWF Genel Direktörü: “Avrupa Komisyonu’nun liderliğinde, ECMWF olarak Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ni 10 yılı aşkın süredir yürütüyoruz ve 2018’de Avrupa İkliminin Durumu raporunu başlattık; bu rapor, iklim değişikliğini izlemek için hayati bir araçtır. Geçen yıldan bu yana bu raporu WMO ile iş birliği içinde yayımlıyor olmaktan da memnuniyet duyuyoruz. 2024 raporu, nehir ağının neredeyse üçte birinin yüksek sel eşiklerini aştığını ve Avrupa’da ısı stresinin artmaya devam ettiğini ortaya koyarak, kendini çabuk toparlayabilmenin önemini vurguluyor. Bugün Avrupa şehirlerinin %51’inin özel bir iklim uyum planına sahip olması, bilimsel mükemmeliyete dayanan bilgilerimizin iklim uyumuna yönelik karar alma süreçlerini daha iyi desteklemedeki değerini açıkça göstermektedir.”

WMO Genel Sekreteri Celeste Saulo şunları söyledi: “Bu rapor, Avrupa’nın en hızlı ısınan kıta olduğunu ve aşırı hava olayları ile iklim değişikliğinden ciddi şekilde etkilendiğini vurguluyor. Sıcaklık artışındaki her bir küçük derecelik artış önemlidir, çünkü bu artışlar yaşamlarımız, ekonomiler ve gezegen için riskleri artırır. Uyum bir zorunluluktur. Bu nedenle, WMO ve ortakları olarak, karar vericiler ile toplumun genel olarak daha dayanıklı olmasına yardımcı olmak amacıyla erken uyarı sistemlerini ve iklim hizmetlerini güçlendirme çabalarını yoğunlaştırıyoruz. İlerleme kaydediyoruz, ancak daha ileri gitmemiz, daha hızlı hareket etmemiz ve bunları birlikte yapmamız gerekiyor.”

Avrupa Komisyonu Dünya Gözlemi Başkan Yardımcısı Elisabeth Hamdouch şöyle dedi: “Bu ortak C3S-WMO raporu, önemli bir dönüm noktasıdır; Copernicus’tan elde edilen AB’nin en iyi dünya gözlem varlıklarını ve hizmetlerini, ayrıca uzman topluluğun bilgisini bir araya getirmektedir. Copernicus, Avrupa’da iklim değişikliğini azaltma ve uyum sağlama çabalarını destekleyen egemen iklim verilerine yönelik AB yatırımlarının bir parçasıdır.”

ECMWF C3S Direktörü Carlo Buontempo şöyle dedi: “2024, Avrupa için kayıtlara geçen en sıcak yıl oldu. Güneydoğu Avrupa’da şimdiye kadarki en uzun sıcak hava dalgasına ve İskandinavya ile Svalbard’da rekor düzeyde buzul kütle kaybına tanıklık ettik. Ancak 2024, aynı zamanda doğu ve batı Avrupa arasında belirgin iklim farklılıklarının yaşandığı bir yıldı. Avrupa İkliminin Durumu raporu, değişen iklimimiz hakkında yüksek kaliteli bilgilerin adeta bir hazinesidir. İklim verilerini ve bilgilerini kararlarımızı yönlendirmek için nasıl kullanacağımızı öğrenmek, hepimiz için bir öncelik hâline gelmelidir.”

Doğu Avrupa’da Yaygın Sel, Aşırı Sıcaklık ve Kuraklık
ESOTC 2024 raporunun öne çıkan konuları arasında, Avrupa’daki sel olaylarına genel bir bakış yer almakta; özellikle Orta ve Doğu Avrupa’da Boris Fırtınası ile ilişkili aşırı olaylara ve İspanya’nın Valencia bölgesindeki sellere odaklanılmaktadır. Ayrıca yaz aylarında Güneydoğu Avrupa’da yaşanan aşırı sıcak hava ve kuraklık da vurgulanan konular arasındadır.

Avrupa’daki nehir ağlarının %30’u yıl boyunca “yüksek” sel eşiğini, %12’si ise “şiddetli” sel eşiğini aştı. Eylül ayında Boris Fırtınası, Almanya, Polonya, Avusturya, Macaristan, Çekya, Slovakya, Romanya ve İtalya’nın bazı bölgelerinde seller, can kayıpları ve hasarlara yol açarak yüz binlerce insanı etkiledi.

Ekim ayının sonunda İspanya’nın Valencia bölgesinde ve çevresindeki bölgelerde aşırı yağışlar ve seller, yıkıcı sonuçlara ve can kayıplarına neden oldu.

Güneydoğu Avrupa, Temmuz 2024’te kayıtlardaki en uzun sıcak hava dalgasını yaşadı. Bu dalga 13 gün boyunca aralıksız sürdü ve bölgenin %55’ini etkiledi. Yaz boyunca, en az ‘güçlü ısı stresi’ yaşanan gün sayısı (66) ve tropikal gece sayısı (23) açısından rekorlar kırıldı.

Bu yıl ilk kez, öne çıkan konular arasında sel, aşırı sıcaklık ve kuraklık eğilimlerine dair bilgiler de sunulmakta; Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) bulgularının önemli özetlerine de yer verilmektedir. Örneğin, Avrupa, sel riskinin en fazla artması öngörülen bölgelerden biridir ve küresel sıcaklığın 1,5ºC artması durumunda, aşırı sıcaklar nedeniyle Avrupa’da yılda 30.000 kişinin hayatını kaybedebileceği öngörülmektedir.

İklim Politikası ve Eylemleri
Bu yıl, önemli olayları gösteren etkileşimli haritaya Avrupa’daki şehirlerde uygulanan iklim dayanıklılığı ve uyum girişimlerine dair örnekleri içeren yeni bir katman eklendi.

Raporun “iklim politikası ve eylem” bölümüne göre, Avrupa şehirlerinin %51’i özel iklim uyum planları benimsemiş durumda; bu oran, 2018’deki %26’dan önemli bir artışı temsil ediyor ve iklimle mücadeleye yönelik sürekli çabaların daha etkili uyum sağlama potansiyelini artıracağını gösteriyor. Aşırı hava olayları, Avrupa’daki yapılaşmış çevre, altyapı ve bu altyapıların desteklediği hizmetler için giderek artan riskler oluşturmaktadır.

Belirgin İklim Zıtlıkları
2024 yılında Avrupa’nın farklı bölgelerinde yaşayan insanlar, birbirinden çok farklı hava ve iklim koşulları yaşadı. Özellikle doğu ve batı arasında çarpıcı bir iklim farkı göze çarpıyordu: Doğu Avrupa’da kurak, güneşli ve aşırı sıcak hava egemenken; Batı Avrupa’da daha bulutlu, daha yağışlı ve nispeten daha serin koşullar gözlendi.

(Solda) 1983–2024 yılları arasında Avrupa için yıllık güneşlenme süresi sapmaları (% olarak); pozitif sapmalar turuncu, negatif sapmalar gri renkle gösterilmiştir. (Sağda) 2024 yılına ait Avrupa genelinde güneşlenme süresi sapmaları (saat cinsinden); pozitif sapmalar turuncu tonlarda, negatif sapmalar gri tonlarda gösterilmiştir. Referans dönemi: 1991–2020. Veri: CM SAF SARAH-3 CDR ve ICDR. C3S/ECMWF/DWD/EUMETSAT

Bu doğu-batı arasında yaşanan iklim karşıtlığı; sıcaklık, yağış miktarı, toprak nemi, bulutluluk, güneşlenme süresi, güneş ışınımı süresi ve güneş enerjisi üretim potansiyeli gibi birçok iklim değişkeninde belirgin şekilde gözlemlendi. Bu nedenle, söz konusu zıtlık Avrupa nehir ağına da yansıdı: Batı Avrupa’da ortalamanın üzerinde, Doğu Avrupa’da ise ortalamanın altında nehir debileri yaygın olarak görüldü.

2024 yılında yıllık ortalama nehir akışındaki sapmalar ve aşırı değerler. Referans: Aşırı değerler için 1992–2024, sapmalar için 1992–2020 dönemi. Veri kaynağı: EFAS.
CEMS/C3S/ECMWF

Yenilenebilir Enerjide İlerleme
Avrupa’da elektrik üretiminde yenilenebilir kaynakların payı 2024 yılında %45’e ulaşarak rekor kırdı; bu oran, 2023’teki önceki rekor olan %43’ün de üzerindedir. Bu artış, Avrupa’nın karbonsuz bir enerji sistemine geçiş yönündeki çabalarını yansıtmaktadır.

Raporlara göre, yenilenebilir enerjinin fosil yakıtlardan daha fazla elektrik ürettiği AB ülke sayısı, 2019’da 12 iken 2024’te 20’ye çıkarak neredeyse iki katına çıkmıştır.

Yenilenebilir enerji üretimi ve elektrik talebi, hava koşullarına son derece duyarlıdır. ışıl gerilim gözesi ile çalışan güneş enerjisinin üretim potansiyeli, doğunun (daha güneşli) ve batının (daha bulutlu) koşulları arasındaki iklim kaynaklı farkları açıkça yansıtmıştır.

Gündüz ve Gece Artan Isı Stresi
Avrupa’da ısı stresli günler ve tropikal geceler artış göstermektedir. 2024, kayıtlardaki en yüksek ikinci sayıdaki ısı stresli gün ve tropikal geceye sahne oldu. Avrupa genelinde ortalama olarak, yaklaşık bir ay boyunca en az ‘güçlü ısı stresi’ ve yaklaşık 12 tropikal gece yaşandı. Bu durum kıta genelinde farklılıklar gösterse de, özellikle Güneydoğu Avrupa her iki ölçütte de rekor seviyelere ulaştı.

Buzulların Küçülmesi
Birleşmiş Milletler, 2025 yılını “Uluslararası Buzulların Korunması Yılı” ilan etti. ESOTC 2024 verileri, Avrupa’nın tüm bölgelerindeki buzulların buz kütlesi kaybı yaşadığını göstermektedir. Orta Avrupa, dünya genelinde buzulların en hızlı küçüldüğü bölgelerden biridir ve raporda, Alpler’deki buzulların 1970’lerden bu yana ne kadar değiştiğini gösteren etkileyici bir bilgi grafiği de yer almaktadır.

2024 yılında İskandinavya ve Svalbard’daki buzullar, tarihteki en yüksek kütle kaybı oranlarını yaşadı ve dünya genelindeki tüm buzul bölgeleri arasında en büyük yıllık buz kaybını gördü. İskandinavya’da ortalama 1,8 metre, Svalbard’da ise 2,7 metre kalınlıkta kayıp gerçekleşti. 2024, Arktik bölgesi genelinde en sıcak üçüncü yıl, Arktik kara alanları için ise en sıcak dördüncü yıl oldu.

Üst üste üçüncü yazda, Svalbard’daki ortalama sıcaklık rekor seviyeye ulaştı. Son yıllarda bu bölge, Dünya’daki en hızlı ısınan yerlerden biri hâline gelmiştir.

Bu metnin hazırlanmasında ChatGPT‘den yararlanılmıştır.

Orijinal kaynak: WMO, European State of the Climate: extreme events in warmest year on record

Bir yanıt yazın