Biliminsanları Kuzey Kutbu’nda binlerce yıl biriken metan gazının (CH4) fokurdayarak atmosfere karıştığı pek çok yer keşfetti. Buzların altında hapis kalan metan, bunların erimeye başlamasıyla ortaya çıkmaya başladı. Nature Geoscience Dergisi’nde makaleleri yayınlanan (öz aşağıda) araştırmacılar, çok eski zamanlardan kalma bu gazın atmosfere karışmasının iklim değişimine etkisinin büyük olabileceğini belirtiyor.
Geologic methane seeps along boundaries of Arctic permafrost thaw and melting glaciers
Methane, a potent greenhouse gas, accumulates in subsurface hydrocarbon reservoirs, such as coal beds and natural gas deposits. In the Arctic, permafrost and glaciers form a ‘cryosphere cap’ that traps gas leaking from these reservoirs, restricting flow to the atmosphere. With a carbon store of over 1,200 Pg, the Arctic geologic methane reservoir is large when compared with the global atmospheric methane pool of around 5 Pg. As such, the Earth’s climate is sensitive to the escape of even a small fraction of this methane. Here, we document the release of 14C-depleted methane to the atmosphere from abundant gas seeps concentrated along boundaries of permafrost thaw and receding glaciers in Alaska and Greenland, using aerial and ground surface survey data and in situ measurements of methane isotopes and flux. We mapped over 150,000 seeps, which we identified as bubble-induced open holes in lake ice. These seeps were characterized by anomalously high methane fluxes, and in Alaska by ancient radiocarbon ages and stable isotope values that matched those of coal bed and thermogenic methane accumulations. Younger seeps in Greenland were associated with zones of ice-sheet retreat since the Little Ice Age. Our findings imply that in a warming climate, disintegration of permafrost, glaciers and parts of the polar ice sheets could facilitate the transient expulsion of 14C-depleted methane trapped by the cryosphere cap.
Karbondioksitten sonra en önemli sera gazı olan metanın seviyeleri, istikrarlı bir dönemden sonra, son zamanlarda yeniden yükselmeye başladı. Metan, doğal ve suni yöntemlerle havaya karışabiliyor. Çöplükler ve çiftlik hayvanları bu gazın kaynakları arasında. Metanın hangi kaynaktan geldiğini takip etmek oldukça zor.
Ancak Kuzey Kutbu üzerine araştırmalar yapan bir ekip, uzun süre saklanmış metanı, moleküllerdeki değişik karbon izotoplarının oranı sayesinde keşfetti. Katey Walter Anthony (Fairbanks Alaska Üniversitesi) başkanlığındaki ekip, hava ve karadan yapılan araştırmalar aracılığıyla, Alaska ve Grönland’daki buz örtüsünün etrafındaki göllerde 150.000 civarında metan kaçağı buldu.
Bölgeden alınan örnekler, bu kaçaklardan bazılarının göllerin altındaki kömür veya doğalgaz yataklarından kaynaklanan eski zamanlardan kalma metan gazı salımı olabileceğine işaret ediyor. Diğerlerinin de daha yakın dönemde göllerdeki bitkilerin ölüp, çürümesi yoluyla oluşan metan gazı olduğu düşünülüyor. Araştırmacılar, göllerdeki bu kriyosfer* sızıntılarının çoğunun tiyalin (permofrost) çözülme sınırları ve çekilen buzulların moren ve fiyortları boyunca gözlemlendiğini belirtiyor. Uzun süre hapsedilmiş karbonu açığa çıkaran unsurun da, Kuzey Kutbu’ndaki ısınma olduğunun altını çiziyorlar.

Araştırmacılara göre, tiyal ve buz tabakası veya buzulla kaplı doğalgaz zengini tortul havzalarda benzer gelişmelerin olması durumunda, metan gazı çok kuvvetli bir oranda yükselebilir. Bunun da iklim ısınması üzerinde geri besleme etkisi olacak. Araştırmacılar, zengin doğalgaz kaynaklarına sahip ve kısmen ince bir tiyal tabakasıyla kaplı olan, Batı Sibirya’nın kuzey kesiminin bu tür bir gelişmeye sahne olabileceği kanısında. Bu bölgedeki ince tiyal tabakasının 2100 yılına kadar önemli ölçüde erimesi bekleniyor. Kuzey Kutbu’ndaki metan sızıntısının miktarının belirlenmesi için yoğun çalışmalar yapılıyor. Bunun için pek çok ülke bölgede kara ve deniz ekipleri görevlendirmekte.
Bölgedeki tiyal tabakasının içinde ve altında, deniz yatağının üstünde ve altında, ve ayrıca son araştırmalara göre jeolojik (yerbilimsel) tabakalarda metan gazı rezervleri bulunmakta. Konu üzerinde araştırma yapan bir başka bilim adamı olan Euan Nisbet (Londra Üniversitesi), Kuzey Kutbu’nun gezegenin en hızlı ısınan bölgesi olduğunu ve bu bölgede sızıntıların artabileceği bir çok metan yatağı bulunduğunu belirtiyor. Nisbet, “Bu, küresel ısınmanın ısınmayı daha da arttırdığı, ciddi endişe duyulması gereken olayların yeni bir örneği” diyor.
Bu geri beslemenin ne kadar ciddi veya ne kadar acil bir tehdit olduğu ise tartışmalı bir konu. Bir grup biliminsanı bu olayın etkilerinin on yıllar boyunca hissedilmeyeceğine inanırken, diğerleri ise bir anda ortaya çıkabilecek yüksek bir sızıntının sera etkisini hızlandırabileceğini belirtiyor.
Dipnot
* Kriyosfer, yeryüzündeki suyun katı halde bulunduğu yerleri yanımlar. Bunlar deniz buzulu, buzul gölü, buzul nehri, kar örtüsü, buzulları, buz örtüsü, buz tabakası ve donmuş zemini (kalıcı buz tabakası tiyal dâhil) şeklinde sıralanabilir.
Kaynakça
BBC, Kuzey Kutbu’nda metan sızıntısı, 27 Mayıs 2012