Güneşin ânı ânına uymaz fakat tüm sıcaklığıyla doğduğu an ikiye ayılır. Önce birçok rengin karışımı yani alaca bir karanlık olur, bu an tan veya fecirdir. Daha sonra bir aydınlık belirir, bu an şafaktır. Peşi sıra meydana gelen bu iki olayın cereyan etmesi an meselesidir. İşte Aurora Borealis sözcüğünün, Aurora‘sı antik Roma döneminin şafak veya tan vakti tanrıçasının adından gelir. Boreas ise Yunanca veya Latince kuzey rüzgârı (yeli) anlamına gelir. Kuzey kutbunda meydana gelen Aurora Borealis’in güneyde de bir ikiz kardeşi vardır, Aurora Australis.. Tahmin edileceği gibi Australis aynı şeyin güneyde olduğunu belirtmek için kullanılmıştır.
İster kuzeyde ister güneyde olsun, kutup ışıklarının nasıl oluştuğunu anlamak için Oslo Üniversitesi Fizik Bölümü tarafından hazırlanan aşağıdaki görüntüyü izlemeniz yeterli.. Şiddetle tavsiye ederim derler ya, o cinsten..
Bu video, Güneş’in derinliklerinden gelen parçacıkların, Dünya’da kuzey ışıklarını (aurora borealis olarak da bilinir) nasıl oluşturduğunu açıklamaktadır. Video, forskning.no tarafından Oslo Üniversitesi Fizik Bölümü ile iş birliği içinde hazırlanmıştır. Yapım, animasyon ve müzik: Per Byhring – soundcloud.com/perbyhring
Senaryo: Arnfinn Christensen Bilimsel danışmanlar: Jøran Moen, Hanne Sigrun Byhring ve Pål Brekke Kuzey ışıkları videosu: arcticlightphoto.no Taçküre kütle atımı videosu: NASA
Alaska’da görev yapan biliminsanları, “Aurora Borealis” adıyla da bilinen Kuzey Işıkları’nı anlamak ve insanların yaşamı üzerinde etkilerini incelemek üzere kolları sıvadı. Kutuplarda kurulu özel bir merkezde görev yapan uzmanlar bu gizemli ışık fırtınalarını daha iyi anlamayı ve insan yaşamına etkilerini azaltabilmeyi umuyor.
Gökyüzünde tuhaf, değişik renklerde ışımalar halinde görülen Kuzey Işıkları dünyanın kutup bölgelerine pek çok turist çekiyor. Ancak bu ışımalar, bölgede yaşayanların hayatlarına etki edebiliyor, kuzey yarıkürede örneğin güç kaynaklarının azalmasına ya da uydu sistemlerinde arızalar yaşanmasına neden olabiliyor. Petrol boru hatlarında dahi aşınmalara yol açabiliyorlar. Bunlar aynı zamanda dünyanın çevresinde jeomanyetik alanda oluşan fırtınaların göze görünen şekli.
Kuzey Kutbu’nda yaşayan ilk insanlar, “Aurora Borealis”, yani Kuzey Işıkları’nın aslında gökyüzünde “danseden ruhlar” olduğuna inanıyorlardı. Bugün, bu ışımalara güneşten gelen ve kutuplardaki manyetik alanlara sürüklenen elektrik yüklü parçacıkların yol açtığı biliniyor. Büyükçe bir Aurora fırtınası, Kuzey yarıküre boyunca, güç kaynaklarını, uydu iletişim sistemlerini bozmaya yeterli. O nedenle Aurora’yı anlamak büyük önem taşıyor.
Alaska’nın merkezinde bulunan Poker Flat Araştırma Merkezi, Aurora Borealis’in en iyi filme çekildiği yerlerin başında geliyor. Burası aynı zamanda dünyada bilimsel amaçlı roket fırlatma özelliğine sahip tek akademik merkez. 1969 yılından bu yana atmosferdeki etkileşimlerin anlaşılabilmesi, yeni perspektifler edinilebilmesi için bu merkezden yüzlerce roket fırlatıldı.
Dirk Lummerzheim 10 yıldır, Kuzey Işıkları’nı inceliyor. Lummerzheim proje kapsamında gelişmiş teknolojiyle havaya gönderilen ses roketlerinden gelen verileri birleştiriyor. Lummerzheim, üst atmosferin aurora ile nasıl harekete geçtiğini anlamaya çalıştıklarını belirtiyor.
Buna göre uzmanlar, Kuzey Işıkları’nın oluştuğu noktalara ölçüme uygun ses roketleri fırlatıyor. Bu roketler atmosferde yükselirken, bir tür duman bırakıyor, bu duman gelişmiş film malzemeleriyle kaydedilebiliyor. Araştırmacılar ardından bu duman izlerinin alçalma hızına, dolayısıyla geçtikleri noktalardaki rüzgar hızına bakabiliyor. Uzmanlar bu ölçümleri kullanarak jeomanyetik faaliyetleri daha iyi anlayabilmeyi ve nihayetinde oluşacakları zamanı daha iyi tahmin edebilmeyi ve etkilerinden korunabilmeyi umuyor.
Kaynakça
BBCTürkçe, ‘Kuzey Işıkları’nın sırrı, 2 Aralık 2011, İngilizce
BBCTürkçe, Dünyanın en güzel ışık gösterisi, 5 Aralık 2011
