Yanardağlar, iklim değişikliğini etkileyebilir. Büyük patlamalı volkanik püskürmeler sırasında, devasa miktarlarda volkanik gaz, aerosol damlacıkları ve kül stratosfere yayılır. Külün büyük bir bölümü hızla zemine düşer ve birkaç gün ila birkaç hafta içinde tamamen atmosferden temizlenir. Külün iklim değişikliği üzerindeki etkisi küçüktür. Ancak kükürtdioksit gibi volkanik gazlar küresel soğumaya yol açabilirken, sera gazı olan karbondioksit küresel ısınmaya katkıda bulunabilir.
Sülfat Aerosolleri: İklimi Soğutabilir ve Ozon Tabakasını İnceltebilir
Volkanik püskürmelerle stratosfere yayılan piroklastikler ve volkan gazları, iklim üzerinde en çok kükürtdioksitin sülfürik aside dönüşmesiyle etkili olur. Bu asit, stratosferde hızla yoğunlaşarak ince sülfat aerosolleri oluşturur. Bu aerosoller, Güneş’ten gelen radyasyonun önemli bir kısmını uzaya yansıtarak Dünya’nın alt atmosferi (troposfer) soğutmasını sağlar.
Son yüzyılda birkaç volkanik püskürme, Dünya yüzeyindeki ortalama sıcaklıkta 1 ila 3 yıl boyunca °F ölçeğinde yaklaşık 0,5° düşüşe yol açmıştır. 15 Haziran 1991’de Pinatubo Dağı’nda meydana gelen püskürme, 20. yüzyılın en büyüklerinden biriydi. Metrik ölçekte 20 milyon tonluk kükürtdioksit bulutu, 20 milden (yaklaşık 32 km) daha yüksek bir irtifaya ulaşıp stratosfere yayıldı. Bu, 1978’den beri uydularla yapılan gözlemlerden bu yana stratosferde saptanan en büyük kükürtdioksit bulutu olarak kayıtlara geçti. Her ne kadar Tambora (1815) ve Krakatau (1883) kadar büyük olmasa da, 20. yüzyıldaki stratosferik aerosol bozulmaları içinde en kapsamlısıydı. Patlamadan sonraki üç yıl boyunca Dünya yüzeyinde en fazla yaklaşık 0,72°C (1,3 °F) soğumaya neden oldu.
1783–1784 yıllarında İzlanda’daki Laki çatlağında meydana gelen patlamalarla yaklaşık 120 milyon metrik ton kükürtdioksit atmosfere salındı. Bu miktar, Pinatubo’nun yaklaşık altı katıdır. Her iki patlama süre ve tür bakımından farklı olsa da, atmosfere salınan kükürtdioksit Avrupa ve Kuzey Amerika’da benzer sürelerde ve benzer düzeyde bölgesel soğumaya neden oldu.
Yanardağlar İnsan Faaliyetlerinden Daha Fazla Karbondioksit Salıyor mu? -Hayır
Karbondioksit, iklim değişikliğinin başlıca sorumlusu kabul edilen sera gazıdır. Volkanik püskürmelerde açığa çıkan kükürtdioksitin küresel soğumaya yol açtığı görülse de, aynı süreçte salınan karbondioksitin küresel ısınmaya neden olduğuna dair hiçbir kanıt yoktur.
2010 yılında insan kaynaklı karbondioksit salımı yaklaşık 35 Gt olarak tahmin edilmiştir. Araştırmalar, günümüzdeki karasal ve denizaltı yanardağlarının CO₂ salımının, insan kaynaklı salımların %1’inden daha az olduğunu göstermektedir. Geçmişte bazı yoğun volkanik CO₂ patlamalarının küresel ısınmaya ve kitlesel yok oluşlara neden olduğu düşünülse de, bu hâlâ bilimsel tartışma konusudur.
Tüm etkin karasal ve denizaltı yanardağları için yayınlanmış küresel CO₂ salım tahminleri yıllık 0,13 ile 0,44 Gt arasında değişir. Bu, 2010’daki yaklaşık 35 Gt’luk insan kaynaklı salımlara kıyasla 80–270 kat daha düşüktür.
Büyük volkanik püskürmeler gerçekten önemli miktarlarda CO₂ salabilir. 1980’deki Saint Helens patlamasıyla yalnızca 9 saatte yaklaşık 10 milyon ton CO₂ yayılmıştır. Buna karşılık, günümüzde insanlık bu miktarı yalnızca 2,5 saatte salmaktadır. Bu tür patlamalar nadir ve her ~10 yılda bir meydana gelirken, insan kaynaklı salımlar sürekli ve artarak sürmektedir.
Günümüzde, volkanik kaynaklı karbondioksit emisyonlarının belirsizliklerinin azaltılması ve tahminlerin geliştirilmesi için yoğun çalışmalar devam ediyor. Buna rağmen, volkan gazı bilimcileri arasında insan kaynaklı salımların volkanik salımları açık bir şekilde aştığı konusunda neredeyse tam bir görüş birliği bulunuyor.
Daha fazla bilgi için USGS bilim insanı Terrence M. Gerlach’ın Amerikan Jeofizik Birliği’nin (AGU) Eos dergisindeki “Volkanik ve Antropojenik Karbondioksit Karşılaştırması” başlıklı makalesi incelenebilir.

Kaynakça
USGS. 2025. Volcanoes Can Affect Climate, USGS Volcano Hazards Program
Atıf
USGS. 2025. Yanardağların (Volkanların) İklim Üzerindeki Etkisi, çev. Güler, B.