Depremin Matematiği

Deprem matematiği üzerinde çalışan jeofizikçiler, deprem tahmini konusunda yanlış varsayımlarda bulunulduğunu söylüyor. Kendi sonuçlarına göre büyük bir depremin bir yerleşimi vurma fırsatı her zaman söylenegeldiği gibi artacağına, azalıyor. Birçok jeofizikçi bir depremin zamanını ve yerini tam olarak tahmin etmekten vazgeçmişlerse de, belli bir zaman içinde bir yerde deprem olup olmayacağı hâlâ araştırılıyor. Varsayım, bir yerde…

devamını oku

Manyetik Bir Şölen: Aurora Borealis ya da Kuzey Işıkları

Güneşin ânı ânına uymaz fakat tüm sıcaklığıyla doğduğu an ikiye ayılır. Önce birçok rengin karışımı yani alaca bir karanlık olur, bu an tan veya fecirdir. Daha sonra bir aydınlık belirir, bu an şafaktır. Peşi sıra meydana gelen bu iki olayın cereyan etmesi an meselesidir. İşte Aurora Borealis sözcüğünün, Aurora‘sı antik Roma döneminin şafak veya tan vakti tanrıçasının adından…

devamını oku

Depremin Büyüklüğü: ML, mb, Ms, MD ve Mw

Bir depremin boyutu nedir ve nasıl ölçülür sorularına yanıt bulabilmek için sismologlar (deprembilimciler) değişik yöntemler geliştirmişlerdir. Depremin şiddeti ve yaptığı zararlar depremin merkezinden uzaklaştıkça azalmakla beraber büyüklüğünde (magnitünde) bir değişme söz konusu değildir. Bir depremin şiddeti depremin çevreye verdiği zarara göre belirlenmektedir. Depremin yaptığı zarar binaların yapılış şekli, depremin merkez üstünden dış merkezinden uzaklık, binaların üstüne oturduğu yerin…

devamını oku

11 Mart 2011 Japonya Depremi Gün Süresini Kısaltmış Olabilir

9 Mart 2011 Çarşamba günü 7,2 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen artçılar haberci miydi, yoksa bunlar birbirinden bağımsız depremler miydi.. Öncelikle deprembilimciler; sonra da tektonikçiler, yapısalcılar, yerbilimciler, yerdoğabilimciler bunun yanıtını arıyorken, bir hidrojoolog olarak onların pişmiş aşına su katmak, olmaz.. 11 Mart 2011 Cuma günü, yerel saatle 14.46′da (Türkiye saatiyle 07.46′da), Japonya’nın kuzeydoğusundaki okyanus açıklarında 9,0 büyüklüğünde bir…

devamını oku

27 Şubat 2010 Şili Depremi Gün Süresini Kısaltmış Olabilir

Şili‘nin orta kesiminde 8,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. USGS’ye göre deprem yerin 35 kilometre altında meydana geldi. Aynı kuruma göre, depremin merkez üssünün, Concepcion’un 115 kilometre kuzeydoğusunda ve başkent Santiago’nun 325 kilometre güneybatısında olduğu belirtildi. Şili Cumhurbaşkanı Verónica Michelle Bachelet Jeria depremden etkilenen çevreleri “felaket bölgesi” ilan etti ve serin kanlı olma çağrısı yaptı. Dünya tarihinin kayıtlara…

devamını oku

ESA: Bilinen En İyi Çözünürlükteki Moho Haritası

Moho ya da Moho süreksizliği, yerkabuğu ile manto arasındaki temsili sınırdır. Bu hayalî sınırda, maddenin yoğunluk farkından dolayı sismik dalgaların verdiği tepki değişiklik gösterir. Moho, Yerküre’nin iç hareketliliğini gösterdiği için bunu anlamak, kavramak, çözmek çok önemli, ha, gerçekten önemli mi bilinmez.. Kıtasal veya okyanusal türde olan kabuk (yerkabuğu), mavi gezegenimizin en dış yüzeyini kaplamaktadır. Biz bunun…

devamını oku

Dünya Çekirdeğinin Manyetik Gizemi

Depremler, volkanik püskürmeler ve Dünya’nın sürekli değişen manyetik alanları üzerinde yapılan gözlemler, uzmanların gezegenimizin merkezine yeni bir kapı açabilmesini sağladı. Jules Verne yüz yılı aşkın süre önce Arzın Merkezine Seyahat (Fr. Voyage au centre de la Terre) romanını yazdığında, ışıldayan kristaller ve çalkantılı bir deniz, tarih öncesinden kalma hayvanlar ve dev mantarlar bulunacağını tasavvur etmişti. Yerkabuğunun altı, aslında tam…

devamını oku

ESA: Dünya’nın Bilinen En Kapsamlı Yerçekimi Haritası

Avrupa Uzay Kurumu‘nun (ESA) yerküreyi daha iyi gözlemlemek için giriştiği iddialı bir projenin parçası olan yerçekimi haritası, Norveç’te düzenlenen Yaşayan Gezegen Sempozyumu’nda (ESA Living Planet Symposium 2010) sunuldu. Üretilen renkli harita yer çekiminin dünya üzerinde her yerde varolan ama çok ufak farklılıklar da içeren etkisini gözler önüne seriyor. Haritada kırmızı renkler ortalama yerçekimi yüzeyinin üstünde,…

devamını oku

Yer Sisteminin Merkezine Doğru

NASA, yerin ağırlık merkezini kesine yakın derecede belirlemek ve buna bağlı olarak Dünya’nın gerçek dönüş hızını hesaplamak için yeni bir projeye başladı. Proje geliştiricisi Donal F. Argus‘a göre, bu orijinal teknik sayesinde yer sistemini oluşturan bir çok döngü hakkında daha kolay veri elde edilebileceği gibi, daha kolay fikir yürütülebilecek. Referans sistemi temel alınarak, atmosferde ve uzayda…

devamını oku

Yerküre Sahip Olduğu İlk Isıdan da Fazlasını Şimdiye Kadar Muhafaza Etmiş

Yerküre 4,5 milyar yıldan fazla bir süredir şekilleniyor; ama bir yandan da soğuyor. Yeni bir çalışma, mavi gezegenimizin doğal radyoaktiviteden (ışınetkinlikten) kaynaklanan iç ısısının ancak yarısını açıklıyor. Bu artık ısı, Dünya’nın sıcak bir gaz yumağı, toz ve diğer malzemelerin tümünün birleşmesiyle oluştuğu zamandan beri yani başlangıçta sahip olduğu ısıdan arta kalanıdır. Bu yeni bulgu, bir Japon dağının…

devamını oku

Geoit: Dünya’nın Yamuk Yumuk Bir Şekli Var

Dünyamız küre şeklinde olsaydı. Pekâlâ, Yerküre’nin her yeri aynı yoğunluğa sahip olsaydı. O zaman yerçekimi ayak bastığımız her yerde sabit olurdu, değişmezdi. Ama durum böyle değil. Çünkü okyanusların altına yaklaşık 10 kilometre dalan katı ve sert kabuk, kıtaların olduğu bölgede takriben 32 kilometre kalınlığındadır. Bu yüzden, bazı alanlar hafif malzemeler içerir, bazılarıysa bunlara göre daha…

devamını oku