8-13 Temmuz 2025 Arasında Rainier Dağı’nda Deprem Fırtınası Yaşandı

Rainier Dağı’nda 8 Temmuz 2025’te başlayan küçük büyüklükteki depremler, stratovolkanın tarihinde kaydedilen en büyük deprem fırtınası oldu. 8 Temmuz 2025’te Washington Eyaletinde bulunan Rainier Dağı’nda yerel saat ile 01.29’da bir deprem fırtınası başladı. Deprem fırtınası, aynı bölgede kısa sürede meydana gelen çok sayıda depremin oluşturduğu kümelenmeye verilen isimdir. Şu an için bu deprem etkinliğinin endişe…

devamını oku

Gaziantep’te Mw=7,8 ve Kahramanmaraş’ta Mw=7,5 Büyüklüklerinde Depremler Meydana Geldi – 6 Şubat 2023

Deprem öncesi 25 Ocak 2023 ve deprem sonrası 9 Şubat 2023 tarihli Copernicus Sentinel-2 görüntülerine, alt piksel optik korelasyonu uygulanarak, 6 Şubat 2023 depremlerinden sonra oluşan yüzey deformasyonun 2 boyutlu yatay bileşenlerine ait yerdeğiştirme hesaplanmıştır. Sonuçta, Doğu-Batı yönünde 3 metreye ve Kuzey-Güney yönünde ise 5 metreye kadar yerdeğiştirmeler saptanmıştır. Bu çözümlemeler, Geohazards Thematic Exploitation Platform adlı uluslararası konsorsiyumun ürünüdür. Kurumların detaylı…

devamını oku

Batı Anadolu Tektonik Kaması’nın Güncel Deformasyonu: Batıya Doğru Kaçıştan Kaynaklanan Blok Hareketleri

Giriş Bu makalede, Bursa-Eskişehir-Afyon fay zonu (BEAZ) ile Muğla-Afyon fay zonu (MAZ) arasında yer alan bölüm (Şaroğlu vd. 1987) Batı Anadolu Tektonik Kaması olarak tanımlanmıştır. Her iki fay zonu batıya açılan devrik “V” şeklinde bir geometri ile bölgeyi sınırlamaktadır (Şekil 1). Bu sınırların kuzeyde Ege Denizi’ne, güneyde ise Akdeniz’e kadar devam etmesi olasılıdır. Şekil 1’de…

devamını oku

Türkiye’nin Neotektoniği

Türkiye’de Neotektonik Orta Miyosenden itibaren başlamaktadır. Bundan önceki kısım ise Paleotektoniktir. Neotektonik: Miyosen sonrası yaşlı tektoniğe bu ad verilir. Bu dönemdeki yapılara ise Neotektonik Yapılar adı verilir. Paleotektonik: Miyosen öncesindeki tektonik faaliyete denir. Bu dönemde meydana gelen yapılara ise Paleotektonik Yapılar adı verilir. Tektonik: Genel bir ifadedir. Yerkabuğunu etkileyen gerilmelerin tesiriyle meydana gelen olaylardır. Jeotektonik:…

devamını oku

Nankai Çukuru: Hedef Depremin Merkezi

Avrupa Yerbilimleri Birliği’nin (EGU) yıllık toplantısında, deprem ve tsunami (dev dalga) oluşturan en etkin bölgelerden biri olan, Nankai Çukuru’nda (bkz. Şekil 1) yürütülen çalışmanın ilk aşaması sunuldu. (Black, 2008) Projenin (NanTroSEIZE) hedefi, 6 kilometre derinliğe sensör (alıcı) yerleştirerek, bölgedeki sarsıntıları önceden haber veren bir uyarı sistemi kurmak. Bu kapsamda şimdilik 1.4 kilometre uzunluğunda sondaj yapılmış durumda….

devamını oku

Levha Tektoniği Kuramı

İnsanoğlu düşünmeye başladığı andan itibaren çevresindeki yerşekillerin nedenlerini merak etmiş, bunların binlerce yıl sabit ve sarsılmaz kabul edilmesinden sonra, aslında sürekli bir hareket ve evrim içinde olduklarını anlayınca da bu hareketi idame ettiren kuvvetin doğasını ve kökenini araştırmaya başlamıştır (Şengör, 1983). Sayıları oldukça kabarık olan jeotektonik hipotezlerin veya teorilerin başlıcaları Kontarksiyon Teorisi, Ekspansiyon Teorisi, Mağmatik…

devamını oku

SAFOD: San Andreas Fayı’nın Dibindeki Gözlemevi

Depremlerden önce yerkabuğunda meydana gelen özel bir gerilimi ölçmenin, yersarsıntılarının önceden bilinebilmesi ve haber verilebilmesinde kullanılabileceği sanılıyor. ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki San Andreas fayı boyunca yer kabuğunu inceleyen sismologlar, bir kilometre aşağıda depremden önce sismik dalgaların hızının değiştiğini tespit etti. Nature dergisinde yayınlanacak araştırmanın (Niu, F., P. G. Silver, T. M. Daley, E. L. Majer, and X. Cheng,…

devamını oku

Kuzey Anadolu Fayı’nın Keşfi…

Hesapta Olmayan Önsöz!Bu yazı, 15 Aralık 1995 Cuma günü bitirildi ve TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi yetkililerine ulaştırıldı. Kuzey Anadolu Deprem Hattının büyük, doğrultulu atımlı bir fay olduğunu ve Anadolu’nun büyük bir kısmının, bu fay boyunca, Karadeniz sahil dağlarına nazaran batıya kaydığını keşfeden, Cumhuriyet tarihimizin yetiştirdiği kuşkusuz en büyük doğa bilimcilerimizden İhsan Ketin, 16 Aralık…

devamını oku

Güneş Tutulması ile Depremlerin Meydana Geliş Zamanları Arasında Bir İlişki Var Mı?

Ay ve Güneş’in birlikte, iki haftada bir, yeniay ve dolunay evrelerinde, neden oldukları güçlü gel-gitlerin Yeryuvarı’ndaki bazı tür depremleri tetikleyebildikleri anlaşılmaktadır. Yeryuvarı, Ay ve Güneş’in bir doğru üzerine gelmeleri sonucunda oluşan güneş tutulmaları da yeniay evresinde gerçekleşmektedir. Bu nedenle Güneş tutulmaları da, deprem tetikleme bakımından, olağan güçlü gel-gitlerin sahip oldukları özellikleri taşımaktadır. Ancak, güneş tutulmalarının,…

devamını oku

Türkiye’nin Diri Fay Haritası

Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü, mevcut Türkiye Diri Fay Haritası‘nı güncelledi, yeniledi.. En dikkat çekici husus şu; fay sınıflaması. Faylar 4 sınıf altında; deprem yüzey kırığı, Holosen fayı, Kuvaterner fayı ile olası Kuvaterner fayı veya çizgisellik olarak tanımlanmış. Sanırım, fayların bu kadar alt dalda tanımlanmasının nedeni, aktif tektonik ya da neotektonik. Bana kalsa deprem yüzey kırığı…

devamını oku

Deprem Fırtınaları

Genel AçıklamaÖncü ve artçı depremler, kendilerinden belirgin olarak daha büyük olan bir ana deprem ile zaman ve yer bakımından sıkı bir ilişkiye sahiptir. Oysa bir ana deprem ile sıkı ilişki göstermeyen, yerel, ancak yoğun deprem etkinlikleri de gözlenmektedir. Bu niteliklerdeki etkinliklere “deprem fırtınası” (earthquakeswarm) terimi yakıştırılmaktadır. Bir deprem fırtınası, genellikle birkaç gün ile, birkaç hafta arasındaki bir…

devamını oku

Tetiklenmiş Depremler (Genel Bilgilendirme)

Genel AçıklamaDepremlerin çok büyük bir çoğunluğunun, fayların çevresinde, uzun bir sürede birikmiş olan elastik yamulmanın (elastic deformation, elastic strain) bir bölümünün, ani olarak rahatlamasının ürünü olduğu bilinmektedir. Bu rahatlama sırasında, deprem öncesinde söz konusu yamulmanın yamulan kütleye uygulamakta olduğu durağan gerilim (static stress) alanı önemli ölçüde değişmektedir. Bu değişim bazı bölgelerde gerilimin azalması, bazı bölgelerde…

devamını oku

Kuvars Zengini Kayaçların Kıtasal Kabuk Deformasyonundaki Rölü

Yeni yapılan araştırmaya göre (öz aşağıda) depremleri önceden tahmin etmek, dağ oluşumlarını ve kıta tektoniğini anlamak için yeraltındaki kuvars yataklarından faydalanılabilir. Yerdoğabilimci Anthony Lowry (Yutah Devlet Üniversitesi) ve Marta Perez-Gussinye’nin (Londra Üniversitesi) ortak araştırması fay hatlarının, dağların, vadi ve düzlüklerin oluşumunun ve konumunun ardındaki gizemi çözmeyi amaçlıyor. The role of crustal quartz in controlling Cordilleran deformationLarge-scale…

devamını oku

Dünya’nın En Yüksek Noktası Olan Everest’in Zirve Yüksekliği 8.848 Metre

Uzun süredir Everest’in yüksekliği (yükseltisi, rakımı) konusunda anlaşamayan Çin ile Nepal nihayet bir uzlaşmaya vardı. İki ülkenin sınırları boyunca uzanan dünyanın en yüksek dağının yüksekliğinin 8.848 metre olduğuna karar verildi. Çinli yetkililer, kaya yüksekliğini ölçmek gerektiğini söylerken, Nepalliler ise Everest’in üzerindeki kar tabakasının da hesaba katılması gerektiğinde ısrar ediyordu. Nepal’in başkenti Katmandu’da bir araya gelen temsilciler, sonuçta…

devamını oku

Fosil Depremlerin Gizemi

Kolorado Eyalet Üniversitesindeki araştırmacılar, günümüzde meydana gelen ve gelecekte de meydana gelecek depremlerin, nasıl ve neden meydana geldiğini daha iyi anlayabilmek için, antik (/eski) zamanlarda meydana gelen antik depremler (/fosil depremler) üstünde çalışma yürütüyor. Kolorado Eyalet Üniversitesinden, yerbilimci Doç. Dr. Jerry Magloughlin, [çn. eşsiz] fosil depremlerin meydana geldiği kayaçların üzerinde çalışıyor. Bu çalışma sonucu, günümüzdeki…

devamını oku

Heart Dağı Yarım Saatte Yerdeğiştirdi

Bilim insanları, Montana-Wyoming (ABD) sınırındaki bir dağın bir zamanlar yarım saat içinde 62 mil (yaklaşık 100 km) taşındığını ve bunun başka yörelerde de tekrarlanmış olabileceğini belirtmekteler. Heart Dağı’nın doruğundaki kayaçlar tabanındakilerden 250 milyon yıl daha yaşlıdır. Bu, doruğun ve tabanın başlangıçtan beri birarada bulunmamış olduklarını düşündürür. Dağın günümüzdeki konumuna göçü, yıllar boyunca bilim insanları için…

devamını oku

Dağ-Oluşumu Düşünüldüğünden Daha Hızlı!

Dağlar, karanlıklardan yavaşça yükselmelerini kavramayı güçleştirecek ölçüde yaşlı ve oluşum dönemleri belirsiz gibi görünmekteler. Jeologlar (yerbilimciler) uzunca bir süreden beri bu süreci (dağ-oluşum sürecini) yavaş, öğütücü ve sıcak bir süreç olarak modellemekteler. Ancak, yeni bir bulgu bu oluşum sürecinin düşünüldüğünden daha hızlı ve daha soğuk olduğunu düşündürmekte. Yeni Güney Galler Üniversitesi’nden Bas Hensen, “Dağ-oluşumunun bir yolu,…

devamını oku

Laboratuvarda Süper Makaslama Depremi Canlandırdılar

Fransa’da çalışan bir jeoloji araştırma ekibi, süper makaslama depremini oluşturan koşulları laboratuvar ortamında ilk kez canlandırdı. Ekip, Science dergisinde yayımlanan makalede, gözlenebilen süper makaslama olayını kontrol eden kesme dalgalarının daha hızlı yayılmasına neden olan kırık-çatlak koşullarını graniti sıkıştırarak tanımladı. Normal bir fayda, sismik dalgalar kırıklı yerkabuğundaki fayların bir sonucu olarak oluşurlar. Bu arada, yeryüzünün derinliklerinde kesme dalgaları meydana gelir; ama kesme dalgaları…

devamını oku

Mantonun Yükseldiği Sabit Yerler Keşfedildi

Bu hafta Nature‘de yayımlanan bir çalışma, mantodaki büyük ölçekli yükselmenin yalnızca iki yerde gerçekleştiği bulgusunu paylaşmaktadır: Afrika ve Orta Pasifik‘in (Büyük Okyanus’un ortası) altında. Daha da önemlisi, Clinton P. Conrad (Havai Üniversitesi Okyanus, Yerbilimi ve Teknoloji Bölümünde Yard. Profesör) ve meslektaşları yerkürenin yüzeyindeki kıtaların ve tektonik plakaların önemli derecedeki hareketlerine karşın bu yükselen yerlerin jeolojik zaman boyunca göreli olarak kararlı…

devamını oku

Doğu Afrika Rifti: Bir Aşağı Bir Yukarı

Doğu Afrika Rifti, çok fazla jeolojik etkinliğe sahiplik eden bir bölgedir. Birkaç yanardağın evidir. İki tektonik plakanın ayrı hareket ettiği alandır. Bu animasyon, yaklaşık 800 kilometre yükseklikteki radar uydularının (Envisat uydusu gibi) yüzeydeki değişimleri santimetre hassasiyetinde saptadığını göstermektedir. InSAR (Interferometric Synthetic Aperture Radar) uzaktan algılama tekniğidir. Aynı alana ait iki veya daha fazla radar görüntüsünün birleştirilmesiyle aradaki ufak…

devamını oku