Yer Sisteminin Merkezine Doğru

NASA, yerin ağırlık merkezini kesine yakın derecede belirlemek ve buna bağlı olarak Dünya’nın gerçek dönüş hızını hesaplamak için yeni bir projeye başladı. Proje geliştiricisi Donal F. Argus‘a göre, bu orijinal teknik sayesinde yer sistemini oluşturan bir çok döngü hakkında daha kolay veri elde edilebileceği gibi, daha kolay fikir yürütülebilecek. Referans sistemi temel alınarak, atmosferde ve uzayda…

devamını oku

Volkanlar (Yanardağlar) Nasıl Çalışır?

Depremler ve kasırgalar genelde en yıkıcı doğal afet gibi görünseler de, volkanlar daha geniş-erimli etkiler üretebilirler. Filipinler’deki Pinatubo Volkanı’nın 1991 yılında yarattığı gibi, bir volkan tüm gezegeni çevreleyen bir sülfürik asit bulutu üretebilir. Volkanlar, mağma odalarının, bir diğer deyişle erimiş kızgın gereç hücrelerinin kaynayıp yüzeye çıkmasıyla oluşur. Bu mağma odaları, örtü kayacındaki bir çatlak ya…

devamını oku

Heart Dağı Yarım Saatte Yerdeğiştirdi

Bilim insanları, Montana-Wyoming (ABD) sınırındaki bir dağın bir zamanlar yarım saat içinde 62 mil (yaklaşık 100 km) taşındığını ve bunun başka yörelerde de tekrarlanmış olabileceğini belirtmekteler. Heart Dağı’nın doruğundaki kayaçlar tabanındakilerden 250 milyon yıl daha yaşlıdır. Bu, doruğun ve tabanın başlangıçtan beri birarada bulunmamış olduklarını düşündürür. Dağın günümüzdeki konumuna göçü, yıllar boyunca bilim insanları için…

devamını oku

Altın Madenindeki Yaşam

Johannesburg yakınlarındaki Mponeng altın madeninde radyasyon ve sülfürle beslenen bakteri türüne rastlanıldı. Güney Afrika Cumhuriyeti bu tür bakterilerin bulunduğu ilk yer mi? Altın Madeni Güneş Etkisinden Uzak Yaşam İçeriyorGüney Afrika’daki bir altın madeninin derinliklerinde güneş etkisinden tümüyle bağımsız yaşayan bilinen ilk (!-ilk örnek olduğu kuşkulu; Ballard 1990′larda “Oşinografi’de Araştırmalar” adlı yapıtında Güney Amerika açıklarında, Pasifik’teki…

devamını oku

Yeraltı Suyu Sondajı: Yaşamı Tekrar Tekrar Üretmek

Kendisini tanımaktan ve öğrencisi olmaktan onur duyduğum rahmetli hocamız İhsan KETİN “Genel Jeoloji” kitabının giriş bölümünde mesleğimizi ne güzel tarif eder. “Jeoloji mühendisinin laboratuvarı tabiattır. Yüksek dağların zirveleri, derin vadilerin yamaçları, çöllerdeki kumullar ve nihayet bütün yeryüzü onun çalışma sahalarıdır. Jeoloji, bir ilim olarak arz kabuğunu incelerken, bu kabuk içerisine gizlenmiş olarak bulunan maden, su,…

devamını oku

Dağ-Oluşumu Düşünüldüğünden Daha Hızlı!

Dağlar, karanlıklardan yavaşça yükselmelerini kavramayı güçleştirecek ölçüde yaşlı ve oluşum dönemleri belirsiz gibi görünmekteler. Jeologlar (yerbilimciler) uzunca bir süreden beri bu süreci (dağ-oluşum sürecini) yavaş, öğütücü ve sıcak bir süreç olarak modellemekteler. Ancak, yeni bir bulgu bu oluşum sürecinin düşünüldüğünden daha hızlı ve daha soğuk olduğunu düşündürmekte. Yeni Güney Galler Üniversitesi’nden Bas Hensen, “Dağ-oluşumunun bir yolu,…

devamını oku

Doğayı Okumuş, Anlamış Gerçek Bir Yenidendoğuş Adamı: Cesare Emiliani (1922-1995) ve Zaman

Cesare Emiliani Kimdir?İzotop jeokimyası[1] ve paleoklimatoloji[2] topluluğunun en yaratıcı-üretici simalarından biri olan Cesare Emiliani, 1922 yılında İtalya’nın Bologna kentinde doğdu. Bologna Üniversitesi‘nde jeoloji okuduktan sonra aynı üniversitede mikropaleontoloji[3] konusundaki doktora çalışmasını 1945 yılında tamamladı. 1946-1948 yılları arasında Floransa’da mikropaleontolog olarak çalıştı ve bu arada Bolonga yakınlarındaki Kretase[4] yaşlı killi birimlerle, Faenza yakınlarındaki Pliyosen[5] yaşlı birimlerin foraminifer taksonomisi ve stratigrafisi üzerine çok…

devamını oku

Kayaçlarda Doğal Elektrik Gerilimi

Ayrı ayrı kayaçlarda yürütülen tellür bazlı çalışmalar elektrik özdirencinin ya da doğal elektrik geriliminin var olduğunu açığa çıkardı. Bu enerjinin asıl kaynağı günümüzde hala bilinmiyor; ancak, kayaçların elektrik üretiminin günlük çevrimlerin, gökcisimleri çevrimlerinin ve yüz(lerce) yılda bir olan değişimlerin etkisinde kaldığı gerçeği, bu enerjinin kozmik kökenli olduğunu düşündürmekte. “Yeryuvarındaki kayaçların gerçekte kozmik enerjiyi -çektiği-” açıklaması…

devamını oku

Laboratuvarda Süper Makaslama Depremi Canlandırdılar

Fransa’da çalışan bir jeoloji araştırma ekibi, süper makaslama depremini oluşturan koşulları laboratuvar ortamında ilk kez canlandırdı. Ekip, Science dergisinde yayımlanan makalede, gözlenebilen süper makaslama olayını kontrol eden kesme dalgalarının daha hızlı yayılmasına neden olan kırık-çatlak koşullarını graniti sıkıştırarak tanımladı. Normal bir fayda, sismik dalgalar kırıklı yerkabuğundaki fayların bir sonucu olarak oluşurlar. Bu arada, yeryüzünün derinliklerinde kesme dalgaları meydana gelir; ama kesme dalgaları…

devamını oku

Mantonun Yükseldiği Sabit Yerler Keşfedildi

Bu hafta Nature‘de yayımlanan bir çalışma, mantodaki büyük ölçekli yükselmenin yalnızca iki yerde gerçekleştiği bulgusunu paylaşmaktadır: Afrika ve Orta Pasifik‘in (Büyük Okyanus’un ortası) altında. Daha da önemlisi, Clinton P. Conrad (Havai Üniversitesi Okyanus, Yerbilimi ve Teknoloji Bölümünde Yard. Profesör) ve meslektaşları yerkürenin yüzeyindeki kıtaların ve tektonik plakaların önemli derecedeki hareketlerine karşın bu yükselen yerlerin jeolojik zaman boyunca göreli olarak kararlı…

devamını oku

Dünya’daki En Yaşlı Kayaç Örneklendi

Kanada’nın Quebec eyaletindeki bir volkanik yatakta 4,28 milyar yaşlı kayalar keşfedildi. Dünya’nın 4,57 milyar yıl yaşında olduğu düşünüldüğünde, bu kaya kütlesinin neredeyse dünyanın oluşumundan kısa bir süre sonra (290 milyon yıl sonra) şekillendiği öngörülmektedir. Daha önce bulunan ve 4,03 milyar yaşında olduğu saptanan Acasta Gnaysları yine Kanada’da keşfedilmişti. Dünya’nın bilinen en yaşlı kayalarına ait örnekler, Hudson Körfezi’nde geniş…

devamını oku

Doğu Afrika Rifti: Bir Aşağı Bir Yukarı

Doğu Afrika Rifti, çok fazla jeolojik etkinliğe sahiplik eden bir bölgedir. Birkaç yanardağın evidir. İki tektonik plakanın ayrı hareket ettiği alandır. Bu animasyon, yaklaşık 800 kilometre yükseklikteki radar uydularının (Envisat uydusu gibi) yüzeydeki değişimleri santimetre hassasiyetinde saptadığını göstermektedir. InSAR (Interferometric Synthetic Aperture Radar) uzaktan algılama tekniğidir. Aynı alana ait iki veya daha fazla radar görüntüsünün birleştirilmesiyle aradaki ufak…

devamını oku

200 Milyon Yıl Önce Tektonik Levhaların Görünümü

Güneş sistemindeki en büyük yapboz oyunu Yerküre’deki tektonik levhalardır. Yeni bir araştırmaya göre, çift kişiliğe sahip olan tektonik levhaların hem sayısı hem de boyutları kontrolden çıkabilir. Günümüzde, kırılan yerkabuğu parçaları eşit olmayan boyutlardadır. Yaklaşık 50 levhadan yalnızca 7 tanesi yeryüzünün %94’ünü oluşturur. En büyükleri olan Afrika ve Pasifik (Büyük Okyanus) levhaları antipodal konumdadır. Antipodal, yeryüzündeki konumlarının taban tabana…

devamını oku

Antarktika’da Sualtı Yanardağları Bulundu

Dünya’da buzun ve yanardağın bir arada bulunduğu herhangi bir yer sorulsa, herhalde akla gelen ilk yer, okyanus ortası sırtının bir ürünü olan, sıcak nokta, İzlanda olur.. Araştırmacılar tarafından, Antarktika (Güney) Okyanusu’ndaki Güney Sandviç Adaları’nın açıklarında daha önce var olduğu bilinmeyen 12 tane sualtı yanardağı keşfedildi. Bu keşifte kullanılan araştırma gemisindeki, deniz tabanı haritalama teknolojisi ile deniz yüzeyinin…

devamını oku

En Büyük Denizaltı Yanardağı Tamu Masifi

Houston Üniversitesi’nden bir professör, dünyada henüz ortaya çıkarılmış en geniş tekil volkanı bulan biliminsanları ekibine başkanlık etti. Tamu Masifi olarak adlandırılan volkan, kabaca Britanya Adaları veya Nev Meksiko ya denk bir alanı kaplıyor ve güneş sisteminin en geniş volkanlarının (yanardağlarının) bulunduğu Mars’dakiler kadar büyük. Yer ve Atmosfer Bilimleri Bölümü’nde profesör olan William Sager bu çalışmaya 20 yıl önce Teksas…

devamını oku

10 Elementin Atom Ağırlığı Değişecek

Yapılan bir araştırmaya göre; Hidrojen (H), Lityum (Li), Bor (B), karbon (C), Azot (N), Oksijen (O), Silisyum (silis, Si), Kükürt (S), Klor (Cl) ve Talyum (Tl) için bilinen standart atom ağırlıkları değişecek. Bu zamana kadar, bu 10 elementin doğal atom ağırlıklarındaki değişimler, ortalama değerler olarak ifade edilmiş. Şimdiyse bu elementlerin atom ağırlıkları daha doğru aralıklar şeklinde belirtilecek. Örneğin,…

devamını oku

Yerküre Sahip Olduğu İlk Isıdan da Fazlasını Şimdiye Kadar Muhafaza Etmiş

Yerküre 4,5 milyar yıldan fazla bir süredir şekilleniyor; ama bir yandan da soğuyor. Yeni bir çalışma, mavi gezegenimizin doğal radyoaktiviteden (ışınetkinlikten) kaynaklanan iç ısısının ancak yarısını açıklıyor. Bu artık ısı, Dünya’nın sıcak bir gaz yumağı, toz ve diğer malzemelerin tümünün birleşmesiyle oluştuğu zamandan beri yani başlangıçta sahip olduğu ısıdan arta kalanıdır. Bu yeni bulgu, bir Japon dağının…

devamını oku

Geoit: Dünya’nın Yamuk Yumuk Bir Şekli Var

Dünyamız küre şeklinde olsaydı. Pekâlâ, Yerküre’nin her yeri aynı yoğunluğa sahip olsaydı. O zaman yerçekimi ayak bastığımız her yerde sabit olurdu, değişmezdi. Ama durum böyle değil. Çünkü okyanusların altına yaklaşık 10 kilometre dalan katı ve sert kabuk, kıtaların olduğu bölgede takriben 32 kilometre kalınlığındadır. Bu yüzden, bazı alanlar hafif malzemeler içerir, bazılarıysa bunlara göre daha…

devamını oku