Hidrojeoloji açısından geçirgenlik önemli bir değişkendir. Haliyle hidrojeolojinin üst konusu olan ve daha kapsamlı bir alana hükmeden hidrolojide (subilimde) de önemlidir.
Kulakları çınlasın Mehmet Hocamızın, Gözenekli Ortam Hidroliği dersinde bizlere anlattığı kadarıyla şunu söyleyebilirim. Gözenekli bir ortamdaki akışkanın akışı, o ortamın akışkanı geçirebilme yeteneği ile sınırlıdır. Düz bir hidrojeolog açısından geçirgenlik hem akışkana hem de akışkanın içinde olduğu ortama -örneğin zemine- bağlıdır.
Bu kadar sıkıcı bilgiden sonra haberimize dönelim. İlk kez Dünya çapında bir geçirgenlik haritası oluşturulmuş. Aslında yukardaki tanımı temel alınca tam anlamıyla bir geçirgenlik haritası demek de doğru olmaz. Aslında bu harita, yeryüzüne düşen yağışın (yağmur, kar vs.), yeryüzeyinde ve yeryüzeyine yakın ortamlarda karşılaştığı direncin dağılımını göstermektedir. Böylece sızıntı dağılımı azdan çoğa (düşükten yükseğe) doğru derecelendirilmiş. Bu harita yardımıyla su döngüsü (ya da su çevrimi) daha kolay ve daha iyi anlaşılabilecek, yorumlanabilecek. Ayrıca, yeraltındaki su kaynaklarının sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasında da bir kestirimde olmadı bir öngörüde gene olmazsa bir tahminde bulunmamıza yardım edecek.
En önemli noktaysa, iklim tahminlerinde hesaba katılmayan yeraltındaki donmamış su ve tatlı (ya da içilebilir) su, oluşturulan bilgisayar örneklemelerinde (modellemelerinde) de hesaba katılabilecek ve böylece yeraltındaki suyun hareketi de açığa çıkartılabilecek.
Bahsi geçen geçirgenlik haritası Tom Gleeson (Britanya Kolumbiyası Üniversitesi) ve arkadaşları tarafında üretilmiş. Farklı farklı bölgelerdeki birçok kayaçtan (veya kayadan) veri toplayan takım, herbir kayaç çeşidi için bilinen geçirgenlik özellikleri kullanarak bölgelerdeki (alanlardaki) sızıntıyı hesaplamış.
Yayının özü aşağıda..
Mapping permeability over the surface of the Earth
Permeability, the ease of fluid flow through porous rocks and soils, is a fundamental but often poorly quantified component in the analysis of regional-scale water fluxes. Permeability is difficult to quantify because it varies over more than 13 orders of magnitude and is heterogeneous and dependent on flow direction. Indeed, at the regional scale, maps of permeability only exist for soil to depths of 1–2 m. Here we use an extensive compilation of results from hydrogeologic models to show that regional-scale (>5 km) permeability of consolidated and unconsolidated geologic units below soil horizons (hydrolithologies) can be characterized in a statistically meaningful way. The representative permeabilities of these hydrolithologies are used to map the distribution of near-surface (on the order of 100 m depth) permeability globally and over North America. The distribution of each hydrolithology is generally scale independent. The near-surface mean permeability is of the order of ∼5 × 10−14 m2. The results provide the first global picture of near-surface permeability and will be of particular value for evaluating global water resources and modeling the influence of climate-surface-subsurface interactions on global climate change.
Richard Taylor (Londra Kolej Üniversitesi) bu haritanın çok iyi bir başlangıç olduğu söylüyor söylemesine; ama şunları da eklemeden edemiyor. Ona göre üretilen harita, yoğun bir çalışma yapıldığı için Kuzey Amerika’da çok gerçekçi iken, Dünya’nın geri kalanı içinse çok yetersiz.
Kaynakça
Marshall, M., 2011. First water map of Earth’s leaky surface, Short Sharp Science, Blogs, New Scientist, accessed at February 17th 2011.

(a) Geçirgenlik ve (b) belirsizlik değerlerinin küresel dağılımı. (c) Geçirgenlik ve (d) belirsizlik değerlerinin Kuzey Amerika’daki (Meksika hariç) dağılımı. Kesikli sürekli donmuş toprak hattının [Brown ve diğ., 2001] kuzeyindeki bölgelerde bölgesel ölçekli geçirgenlik çok daha düşük olacaktır. Dağlık arazilerdeki daha küçük sürekli donmuş toprak alanları gösterilmemiştir.