Antarktika’da Sualtı Yanardağları Bulundu

Dünya’da buzun ve yanardağın bir arada bulunduğu herhangi bir yer sorulsa, herhalde akla gelen ilk yer, okyanus ortası sırtının bir ürünü olan, sıcak nokta, İzlanda olur.. Araştırmacılar tarafından, Antarktika (Güney) Okyanusu’ndaki Güney Sandviç Adaları’nın açıklarında daha önce var olduğu bilinmeyen 12 tane sualtı yanardağı keşfedildi. Bu keşifte kullanılan araştırma gemisindeki, deniz tabanı haritalama teknolojisi ile deniz yüzeyinin…

devamını oku

En Büyük Denizaltı Yanardağı Tamu Masifi

Houston Üniversitesi’nden bir professör, dünyada henüz ortaya çıkarılmış en geniş tekil volkanı bulan biliminsanları ekibine başkanlık etti. Tamu Masifi olarak adlandırılan volkan, kabaca Britanya Adaları veya Nev Meksiko ya denk bir alanı kaplıyor ve güneş sisteminin en geniş volkanlarının (yanardağlarının) bulunduğu Mars’dakiler kadar büyük. Yer ve Atmosfer Bilimleri Bölümü’nde profesör olan William Sager bu çalışmaya 20 yıl önce Teksas…

devamını oku

10 Elementin Atom Ağırlığı Değişecek

Yapılan bir araştırmaya göre; Hidrojen (H), Lityum (Li), Bor (B), karbon (C), Azot (N), Oksijen (O), Silisyum (silis, Si), Kükürt (S), Klor (Cl) ve Talyum (Tl) için bilinen standart atom ağırlıkları değişecek. Bu zamana kadar, bu 10 elementin doğal atom ağırlıklarındaki değişimler, ortalama değerler olarak ifade edilmiş. Şimdiyse bu elementlerin atom ağırlıkları daha doğru aralıklar şeklinde belirtilecek. Örneğin,…

devamını oku

Yerküre Sahip Olduğu İlk Isıdan da Fazlasını Şimdiye Kadar Muhafaza Etmiş

Yerküre 4,5 milyar yıldan fazla bir süredir şekilleniyor; ama bir yandan da soğuyor. Yeni bir çalışma, mavi gezegenimizin doğal radyoaktiviteden (ışınetkinlikten) kaynaklanan iç ısısının ancak yarısını açıklıyor. Bu artık ısı, Dünya’nın sıcak bir gaz yumağı, toz ve diğer malzemelerin tümünün birleşmesiyle oluştuğu zamandan beri yani başlangıçta sahip olduğu ısıdan arta kalanıdır. Bu yeni bulgu, bir Japon dağının…

devamını oku

Geoit: Dünya’nın Yamuk Yumuk Bir Şekli Var

Dünyamız küre şeklinde olsaydı. Pekâlâ, Yerküre’nin her yeri aynı yoğunluğa sahip olsaydı. O zaman yerçekimi ayak bastığımız her yerde sabit olurdu, değişmezdi. Ama durum böyle değil. Çünkü okyanusların altına yaklaşık 10 kilometre dalan katı ve sert kabuk, kıtaların olduğu bölgede takriben 32 kilometre kalınlığındadır. Bu yüzden, bazı alanlar hafif malzemeler içerir, bazılarıysa bunlara göre daha…

devamını oku